Avrupa'da ve bazı gelişmiş batı ülkesinde şişman, yağlı karaciğer olarak isimlendirilen tereyağımsı kıvamı ve tarifsiz lezzetiyle oldukça aranan menülerin başında geliyor. Başarılı usta ellerde pişirildiğinde rengi değişip kahverengileşen dışı, kıtır yüzeyi ve oldukça yumuşak kıvamdaki içiyle muhteşem bir lezzet vermektedir. Böylesi lezzetli bir ürünü üretmek hiç kolay ve insancıl da değildir. Kaz ciğerini üretmek için kazların hiç kıpırdamayacak şekilde küçük boyutlardaki kafeslere konulması ve zorla beslenmesi gerekir. Kazların ağızlarına takılan huni benzeri bir ağızlık ve arkasına eklenen bir hortum yardımıyla beslenmektedirler. Ufalatılarak yumuşatılan yağ oluşturucu yüksek kalorili kaz yemleri hortuma ilave edilen aparatla kazın kursağına gönderilmekte ve durmadan beslenmektedir.

Kaz eşsiz lezzete sahip ciğeri için beslenirken sanki mangalda pişen bir kebabı bir an erken sofraya götürmek için sabırsızlanmaktadır. Etik olmadığına karar verilen bu yöntem yüzünden önceden birçok ülkede üretimi yasaklanan kaz ciğerinin şimdi ise tüketimi yasaklanmaktadır. Dünya kaz ciğeri üretiminde %85'i aşan bir oranla başı çeken Fransa bile şu sıralar zor durumda. Fransa hukukuna göre kaz ciğeri Fransa'nın gastronomik ve kültürel mirasına ait olarak kabul edilse de son yasaklarla beraber nasıl bir yöntem bulunacağı merak uyandırmaktadır. Avrupa Birliğinden sağladığı özel ayrıcalıklarla üretimine devam eden Fransa'nın işi de öylesine kolay olmayacağa benziyor.

Ayrıca kaz ciğeri temel besin maddeleri ve vitaminler tarafından da zengin bir besin maddesi olarak bilinmektedir. 100 gram kaz ciğerinde ise enerji, protein ve diğer vitamin değerleri oldukça yüksektir. 2500 yıllık bir tarihi geçmişe sahip olan kaz ciğeri, o dönemdeki eski Mısır'da da zorla besleme yöntemi ile bu lezzet o insanların sofrasında yer edinmiştir.

0 Yorum Yapılmış "Kaz Ciğeri"
Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin